“Sanatın
amacı, ruhumuzu, gündelik hayatın tozlarından temizlemektir.” demiş Pablo
Picasso, ruhumuzu sanatla arındırmamız gerçekten mümkün, sanatın ister üreten
tarafında ister sadece takipçi tarafında olun, her durumda sanatın iyileştirici
yönü sizi bir parçanızdan yakalar.
Sanat
severler için Londra’da yaşamak gerçekten mutluluk sebebi, hangi sanat dalına
ilgi duyarsanız duyun Londra’da herşeyi bulabilirsiniz. Klasik, modern ya da
çağdaş...
Saatchi galeri, sanat spekülatörü olarak bilinen Charles
Saatchi'nin Londra'daki meşhur sanat galerisi. Saatchi galerinin amaçladığı;
çağdaş sanat için yenilikçi bir forum oluşturmak.
Saatchi
Galeriyi etrafındaki kalabalıktan dolayı farketmemek neredeyse imkansız.
Tasadüfi
geçiyor
da olsanız galerinin çevresindeki insan yoğunluğu dikkatinizi çekecektir.
Dışardan gördüğünüzde
biran önce içeri girmek istiyorsunuz çünkü galerinin etrafı duvarla örülü, duvar
dediğim düz duvar değil tabiki Londra’nın meşhur tuğla mimarisi burada da
hakim.
Çok
büyük olmayan kemerli bir kapıdan girişi var yani içeri girene kadar galeriye
dair birşey
göremiyorsunuz
ama zaten işin içine heyecan katan bu kadar gizemli gözükmesi. Girişten içeriye
doğru meraklı gözlerle bakıyorsunuz, uzunca bir yürüyüş yolu, sol tarafta
galeriye ait cafe,
sağ kısımda ise büyükçe yeşil bir alan mevcut ama bu yeşil alanı kullanıma
kapatmışlar, ben
galeri binasının fotoğrafını çekmek için bu yasağı çiğnedim ama hemen ardından
görevli
gelip
kibarca uyarı yaptı.
Galerinin
bahçesi de kalabalık, ziyaretcilerin kimisi banklarda oturmuş, kimisi yerde. Galeriyi gezmek bir hayli vakit alıyor, gezerken anlamıyorsunuz, ama dışarı
çıkınca biraz yorgun biraz da açıkmış hissedebilirsiniz, ister atıştırmalık
birşeyler yanınızda getirin, ister cafesinde oturun ama galeriden çıktıktan
sonra biraz bahçesinde soluklanın derim, galeri binası tarihi bir yapı, 1801
yılında tamamlandığı söyleniyor, tarihi yapılara ya da mimariye ilginiz
varsa, binanın sütunlarını incelemek hoşunuza gidebilir.
GENEL BAKIŞ
Çağdaş sanat alanında sürdürülebilir bir üretim ve sergileme
altyapısı sunmak üzere ilk açılışı 25 yıl önceye dayanıyor. İlk olarak Kuzey Londra'da, daha sonra Thames
Nehri tarafında ve son olarak da Chelsea'de açıldı. İlk dönemlerde çağdaş
sanata ilgisi olan kişiler ve yeni sanatçılara destek vermek isteyen, sanata
yakından ilgisi olan kişiler tarafından ilgi gördü ama zamanla gerek galerinin
gelişmek için verdiği çaba gerek sanat severlerin istikrarlı bir şekilde
ziyaretleriyle günden güne galerinin ziyaretçi sayısı arttı ve dünya çabında
bir üne kavuştu.
Saatchi Galerisi, Ekim 2008'de Chelsea King's Road'da bulunan
70.000 m²'lik York HQ Dükü binasında, Çin'den yeni sanatlara adanmış bir
sergiyle açıldı. Bu açılıştan sonra ziyaretçi sayıları yılda 1,5 milyonu aştı
ve 2000 okulun üzerinde öğrenci ziyaretleri düzenlenmeye başladı.
Galeride İngiltere’de hiç sergilenmemiş, yahut nadiren sunulmuş
eserler ve genç sanatçılardan yapıtlar gösteriliyor.
Saatchi Galeri’nin kapıları sadece yolu İngiltere’ye düşen sanatçılar
için açılmıyor. Örneğin, galerinin ev sahipliği yaptığı ve geçtiğimiz sene
üçüncüsü düzenlenen Star London Sanat Fuarı’na ‘Art on İstanbul’ da katıldı.
Dünyanın birçok farklı ülkesinde yeni büyümekte olan sanat mekânları ve henüz
gelişmekte olan sanatçıların ağırlanmasına olanak sağlayan bu fuar sayesinde
Evren Sungur resimlerini ilk kez sergileme imkanı yakaladi.
Galeri toplamda 4 katlı, içeride asansörün olması, hem engelliler
hem de yaşlılar için kolaylık sağlıyor. Genel olarak iki ayda bir içerideki
sergiler değişiyor.
“İKİZ
KULELERE YAPILAN SANAT ESERİDİR”
Sanat okulundan daha yeni mezun olmuş, kariyerinin çok erken
aşamalarında olan sanatçılardan eserler sergileniyor. Sanatçı için avantajlı
olan bu durum galeri için daha da avantajlı olabiliyor, örneğin belirli
sanatçıların bütün eserlerini satın alan Charles Saatchi, eğer bu sanatçılardan
biri piyasada isim yaparsa, çok uygun rakamlara aldığı eserleri, inanılmaz bir
kar oranıyla satabiliyor. Charles Saatchi’nin kendisi önceden başarılı bir
reklamcı olduğu için de birini popüler yapmak konusunda çokta zorlanmadığı aşikar.
Aynı zamanda Saatchi Galeri, genç sanatçıların mesleğe atılmaları
için önemli bir rol oynuyor. Bu sanatçıların çoğuna, daha sonra galeriler ve
müzeler tarafından uluslararası olarak teklifler sunuluyor. Bir bakıma bu
galeri çoğu sanatçı için sıçrama noktası oluyor. Genç sanatçılar galeri
sayesinde ün kazanmış, galeri de büyük kar etmiş oluyor.
YBA (Young British Artist) kuruluşuyla üne kavuşmuş sanatçılardan
biri Damien Hirst, ‘Sensation’ sergisindeki formaldehite batırılmış köpekbalığı
eseriyle tanındı. Aynı zamanda Damiren Hirst, ikiz kulelere yapılanların sanat eseri
olarak yorumlanabileceğini söylediği için, kendisine açılan dava sonucunda
alenen özür/tekzip yayınlamak zorunda kalmış.
FROM
SELFİE TO SELF EXPRESSİON SERGİSİ
Saatchi Gallery ve Huawei, dünyadaki sanatçıları, fotoğrafçıları
ve meraklılarını uluslararası alanda en yaratıcı benliklerini göstermek ve
#SaatchiSelfie yarışmasının bir parçası olarak çalışmalarını The Saatchi
Galeri'de sergilemek için biraraya geldi.
Sergi, 31 Mart - 23 Temmuz 2017 tarihleri arasında açık kalacak.
Galeride, tarihteki en büyük sanatçılardan eserler de var, ama
bunlar müzelerde gördüğünüz gibi orjinal halleriyle sergilenmiyor.
Rembrandt,Van Gogh, Monet ve Kahlo gibi sanatçıların portleriyle dolu bir oda
ama bu portreler günümüz teknolojisine ayak uydurmuş, hepsi telefon ekranlarında
sergileniyor, üstelik beğeni sayıları ile birlikte..
THE
REVOLUTİON CONTİNUES: NEW ART FROM CHİNA SERGİSİ
Saatchi galerinin ses getirmiş sergilerinden biri de Çin sergisi,
serginin Türkçe anlamı, “Devrim Sürüyor: Çin’den Yeni Sanat Örnekleri.” 2008
yılında açılan sergi yeni Çin sanatının benzersiz bir koleksiyonunu inşa etti.
Çinli sanatçılar günümüzün en provokatif yeni eserlerini üretiyorlar. Bunlardan
bazıları, Zhang Xiaoğang, Yue Minjun, Wang Guangyi ve Shen Shaomin gibi.
Sergi için bazı eleştriler de yapıldı, sergi kataloğundaki sunuş
yazısını kaleme alan Jiehong Jiang’ın Çince verdiği bir röportajda, sergi
“Saatchi’nin şahsi görüşünü”, “Batılıların gözünden ve onların görmek istediği
şekliyle Çin sanatını”yansıtıyor diye demeç verdi.
LİBYA’DA İNSAN KAÇAKÇILIĞI
Galeride Meksikalı fotoğraf sanatçısı Narciso Contreras’ın ‘İnsan
Kaçakçılığı’ başlıklı çalışması da var. Libyadaki hayatı gözler önüne seren bu
fotoğraf sergisinde gözleriniz dolacak, hatta büyük olasılık fotoğrafçının
küçük bir konuşmasının olduğu videoyu izlerken ağlayacaksınız. Avrupa hayaliyle
yola çıkan göçmenlerin, insan kaçakçılarının elinde köle pazarına düşüşünün
fotoğraflı belgeleri, sizi bambaşka bir dünyanın içine sokacak. Kölelikten
kurtulmak isterken yakalanıp hapsedilen insanların çaresizliği, karanlık bir
dünyanın içinde kaybolmuş göçmenlerin umutsuz bakışları, içinizde derin bir
acıya sebep olacak türden.
BAĞIŞLAR
VE YARDIMLAR
Saatchi Gallery, çeşitli kurumlara sanat eseri bağışlamasıyla ve
öğrencilere burs vermesiyle biliniyor. 1999 yılında Arts Council Koleksiyonu’na
100 eser bağışladığı söyleniyor. 2002’de ise, Paintings in Hospitals adlı hayır
kurumu aracılığıyla Britanya’daki çeşitli hastanelere 50 resim bağışlandı.
Burslara gelecek olursak, 97 sanatçının 130 eserinin satışa
sunulacağı bir müzayedeye destek verdi, çokça konuşulan bu müzayededen elde
edilen gelirler Londra’daki sanat okulllarında okuyan öğrencilerin eğitim
burslarını karşılamak için kullanıldı.
Bu bağışların tamamen duygusal olduğunu düşünmüyorum, başarılı bir
reklam çalışması gibi gelse de kötü birşeye hizmet ettiği söylenemez.
CHARLES
SAATCHİ
Nathan isimli Yahudi bir tüccarın oğlu olan Saatchi, 1940 yılında
Bağdat'ta dünyaya gelmiş. Charles henüz 7 yasındayken babası, gelecek kaygısı
yüzünden tüm servetini de yanına alıp Londra'ya göç etmeye karar veriyor ve
küçük Charles İngiltere'ye ayak basmış oluyor. Bugün İngiltere’de bir çok kişi
Charles Saatchi’nin ticaret zekasına hayranlık duyuyor. İngiltere'de önemli
reklamcılık başarılarına imza atmış ardından da sanat eseri sergileme, alma ve
satma işlerine girmiş.
Charles ve Maurice Saatchi kardeşler İngiltere’de demir Lady olarak
bilinen başbakan Margaret Thatcher’in seçim kampanyasını da yürütmüşlerdi hatta
İngiliz siyasi tarihine damga vuran meşhur sloganda onların imzası var,
"Labour isn't working." Bu sloganın Türkçe karşılığı , "İşçi
Partisi Çalışmıyor." anlamını taşıyordu. O dönem bu slogan çok popüler
olmuş ve iktidardaki İşçi Partisinin seçimi kaybetmesine katkısı büyük olmuştu.
Bu reklam çalışmasının yardımıyla da İngiltere’de 11 yıl sürecek Demir Lady
dönemi başlamıştı.
Zamanında dünyanın en büyük reklam şirketi haline dönüşen
Saatchi&Saatchi reklam şirketinin de kurucusu Charles Saatchi ve kardeşi,
müşteri toplayabilmek için ilk zamanlar küçük hilelere başvurdukları
söyleniyor. Misal ofise iş toplantısı için müşteri geleceği zaman, sırf
kalabalık gözüksün diye dışardan insanları para karşılığında ofise getirdiği
söylentiler arasında. Bir yer kalabalıksa iş yapıyor algısını benimsemiş ve
izlediği bu yol gerçekten ona başarı getirmiş. Gün sonunda müşterilerle el
sıkışılmış, anlaşma imzalanmış oluyormuş.
British Airways'le imzaladıkları anlaşmanın ardından multi-milyon sahibi
olmuş. Bu başarıların ardından dünyanın en büyük reklam şirketi olan
Saatchi&Saatchi’nin çıkışları gibi inişleri de ani oluyor. Reklamcılığın
yanında Charles Saatchi aynı zamanda sanat eseri satın alıp biriktirmeye
başlıyor, sergiler düzenliyor ve eserleri satıyormuş. 1990 yılına kadar satmış
olduğu tablolardan 20 milyon dolar kar ettiği söyleniyor. Saatchi ilerleyen
zamanlarda sanatı sevmemekle ve ticaretleştirmekle suçlanıyor, aslında kendisi
de bu duruma kızmıyor, sanata tutkulu olduğu kadar ticarete de tutkulu olduğunu
ve ikisi arasında bir ayrım yapamadığından bahsediyor. Sanatı ticaretleştirdiği
algısına sebep olan şeylerden biri henüz isim yapmamış İngiliz sanatçıların
eserlerini çok uygun rakamlara alıyor ve bunlardan bir koleksiyon oluşturuyor
ve Londra’daki Kraliyet Akademisi’nde
‘Sensation’ adında açılan sergide sanat severlerle buluşturuyor. Bu
sergi büyük ses getiriyor fakat başarılı bulunduğu için değil, sanatı bu denli
ticarete döktüğü için tepkiler görüyor. Hatta insanlar sergiye karşı sokaklarda
eylem bile yapıyor.
Her ne kadar sanatı ticaret için kullandığı algısı oluşsa da
Saatchi Galeri, Londra’nın en çok ziyaretçi alan modern sanat galerisi olmayı
başarıyor.
Şuanda 74 yasında olan Charles Saatchi, bir televizyon kanalında
yemek programı sunan Nigella Lawson ile evli.
NASIL GİDİLİR
Galeriye
District ve Circle Line üzerindeki Sloane Square istasyonunda inerek
ulaşabilirsiniz.
Aşağıdaki
otobüs hatlarını kullanarak da Saatchi Galeri’ye ulaşabilirsiniz.
11,
19, 22, 49, 211, 319 (King's Road durağı), 11, 137, 211 (Lower Sloane
Street durağı)
Pazartesi
– Pazar: 10:00 – 18:00 (Son giriş 17:30)
Galeriye
giriş ücretsizdir.
Detaylı
bilgi için www.saatchigallery.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder